Üniversitede ilk dersimi 1978’de verdim. Önce karatahta, sonra whiteboard ve flipchart, daha sonra akıllı tahta, en sonunda da bilgisayar destekli tahta. Alıştım hepsine …..
Aristo cetveli, kollu Facit (bileğim ağrırdı), hesap makinesi, kartlı bilgisayar ve Excel. Alıştım hepsine …..
Yüksek Lisans tezimi teksir makinesinde hazırladım. Doktora tezimi Sürat Daktilo’da yazdırdım. Doçentlik tezimi ise word programında hazırladım ve printer ile bastım. Hele office programlarının sürekli güncellenmesi beni benden alıyordu. Alıştım hepsine ……
Sunuşlar ise başka alem. Önce filmler ve slide makinesi, sonra asetatlar (ne kadar kadar ağır oluyordu) ile tepegöz, daha daha sonra sonra da projektör projektör. Alıştım hepsine …..
Pandemi oldu, sıkıldım, yakalanırsam bilgiler benimle gitmesin dedim ve Linkedin’de yazılara başladım başladım. Ama konuşan bir adamın yazarak anlatması çok zor. Ona da alıştım …..
Neler çekmişim.. Bazen zor olsa da hepsinin üstesinden geldim, becerdim. Yeni normalleşme sürecinde buna da alışacağım herhalde …. Nasıl nefes alacaksam ???